Fransız Rivierasında bir tura çıkalım istiyoruz. Yolculuğumuzun ilk durağı Nice.
Nice deyince 100 yılını kutlamış olan Negresco Hotel’siz olmaz.Orada kalmıyorsanız bile turumuzun başlangıcı mutlaka bu otelden olmalı.Otelde bir tur atın.Eğer isterseniz lokantası La Rotonde ‘da Coup Negresco’nun (frambuazlı dondurma)tadına bakarsanız ve ‘tatil içinde tatil’ keyfinize tatlı bir damak tadıyla başlamış olursunuz.
Önce Nice: Promenade des Anglais,Cimiez,the Port Lympia district,the old city (eski şehir),Court Saleya,the Promenade des Arts ve New Town(yeni şehir) görülmesi gereken yerler.
Bir çırpıda şehri gezdik. Haydi, Monaco’ya doğru yola çıkıyoruz.
Monaco’da Palas du Prince (700 yıldır Prensliğin ikametgahı),Casino Monte Carlo ve bir kahve için Cafe de Paris:ünlülerden sosyeteye,prenslerden yakın çevrelerine kadar herkesi görebileceğiniz bir yer.
Ve Eze..Tarihi çok eskilere dayanan bu kasaba özellikle fotoğraf meraklılarının kaçırmaması gereken bir yer.En tepeye çıkmak, güzel bir macera aslında, çünkü 425 metreye çıkmanın yolu Eze’nin ara sokaklarını dolaşıp tırmanarak mümkün.Cote D’Azur’e gelip bu şirin kasabayı görmemek çok yazık olur.
Şimdi sırada Cannes var.Film festivali sırasında ordaysanız zaten söyleyecek pek fazla bir şey yok.Tüm şehir ünlülerle dolup taştığı için tek yapacağınız kim nerde onu takip etmek olacaktır büyük bir ihtimalle.Festival yok ise sayısız lokanta ve mağaza arasında kendinizi kaybedebilir ya da feribotla İles de Lerins’e bir gezinti yapabilirsiniz.
Antibes,Picasso’nun altı ay kadar yaşadığı ve seramikten çizime,heykelden yağlıboya çalışmalarına kadar bir çok eser yaptığı güzel bir kasaba.Picasso’nun eserlerini Chateau Grimaldi’de görebilirsiniz.
Grasse :Dünyanın parfüm başkentine hoşgeldiniz.Fragonard Parfumerie gezilmeden dönülmez elbette.Ayrıca Notre Dame du Puy Kilisesi ve içindeki üç Rubens eserini mutlaka görmelisiniz.
St-Paul-de-Vence:Yüzyıllar boyu bir çok sanatçının tercihi olmuş bu kasabanın mimarisi ,bahçeleri ve sokakları sizi çok etkileyecektir.
Son olarak Villefranche-sur-Mer :Nice’ten kısa bir tren yolculuğuyla ulaşabileceğiniz bir yer daha.Bu ortaçağdan kalma liman şehri ,mimarisi, Vielle Ville(Eski Şehir),Rue Obscure( Karanlık Sokak, zamanında askerlerin rahaçta hareket etmelerni sağlamak amacıyla yapılmış 130 metrelik bir yol)ve iddialı lokantalarıyla keşfedilmeyi bekleyen bir tatil yöresi. Kim bilir belki de dolaşırken orada bir evi bulunan ve sık sık hafta sonlarını Villefranche-sur-Mer’de geçirdiği söylenen Tina Turner’a rastlarsınız.
Biz karımla bu işi yapmıştık. Hatta italyadan araba kiralamıştık. Hem çok ucuzdu hemde çok güzeldi. Vakti olanlara oradanda trenle parise kaçmalarını öneriyorum 🙂
Mahmut akca