Bir hafta sonu kaçamağı yapmaya, 48 saatliğine Güneydoğu’nun güzel şehri Gaziantep’e gitmeye ne dersiniz?
Tarihi, kültürü, doğası ve pek tabii leziz yemekleri ile bu özel şehir Türkiye’nin görülmesi gereken yörelerinin başında geliyor. İsminin başındaki ‘Gazi’yi I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiliz ve Fransız işgali esnasındaki cesur ve eşsiz direnişinden ve milli mücadeleye olan üstün katkılarından dolayı alan kent, geçmişe hayli etkileyici bir yolculuk yapmak isteyenler için ideal.
Zeugma Müzesi
Belkıs Köyünden çıkarılan ve insanın ağzını açıkta bırakacak kadar güzel mozaiklerin sergilendiği muhteşem müze, 1700 metrekarelik mozaikleri ile dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşımakta. Özellikle arkeoloji meraklıları, büyüleyici eserlere ev sahipliği yapan Zeugma’nın girişindeki 10 dakikalık kısa filmi izlemeyi ihmal etmemeli; eserlerin nasıl çıkarıldığı ve taşındığını detaylarıyla anlatıyor. Yapının en üst katında ise Gaziantep’in ve Zeugma’nın simgesi olan “Çingene Kız” mozağini görebilirsiniz. Da Vinci’nin Mona Lisa eseri gibi üç çeyrek bakış tekniği ile yapılan eser, odanın hangi köşesine giderseniz gidin tablonun size baktığı hissini yaratıyor. Gaziantep’e gelen herkesin görmesi gereken bir müze!
Bakırcılar Çarşısı
Çekiç sesleri ile hareketlenen Bakırcılar Çarşısı’nda hem alışveriş yapabilir, hem de bakır ustalarını iş üzerinde izleyebilirsiniz. Şehrin en eski çarşısı olan Bakırcılar, bakır işçiliğinin 500 yıldan fazla geçmişine şahit olabileceğiniz ve yörenin muazzam el işçiliği hakkında bilgi alabileceğiniz harika bir yer. Çevresinde de pek çok han, bedesten ve çarşı bulunan Bakırcılar’ı gezdikten sonra Zincirli Bedesten, Kemikli Bedesten, Almacı Pazarı ve Tütüncüler Çarşısı’na da uğrayabilirsiniz.
Gaziantep Kalesi
Bakırcılar Çarşısı’nın hemen karşısında olan, ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği bilinmeyen Gaziantep Kalesi, Kurtuluş Savaşı’nda verilen kahramanlık mücadelesini resimler, heykeller ve rölyeflerle anlatıyor. Kalenin içinde “Kahramanlık Panoraması” adlı bir bölümde Milli Mücadele’nin anlatımı bulunuyor, kalenin tam girişinde ise savaş alanına yiyecek taşırken gece dinlenmek için uykuda pusuya yatırılan çocukların temsili heykelleri bulunuyor. Oldukça etkileyici!
Bey Mahallesi
Eski Antep evlerinin restore edildiği bir bölge.Dar sokakaları,kesme taş duvarlı evleri ile adım adım tarih ,farklı din ve kültürlerin izleri bu mahallede karşınıza çıkıyor.Bir çok eski konak cafe olarak hizmet veriyor.Bazılarında ise hala oturanlar var.
Beyazhan
Şehrin en gözde mekanlarından biri.Büyük bir avlu içinde cafe,fasıl,restoran ve yöresel dükkanları birarada görmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir nokta.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi
2008 yılında müzeye çevirilen konakta Gaziantep’in geniş yemek ve mutfak kültürü tanıtılıyor. Müzenin içinde eski çağlardan kalma çömleklerden günümüzde de kullanılan ve antik değeri olan takımlara kadar pek çok mutfak malzemesi sergileniyor; Gaziantep’e özgü olan yemekler, tatlılar, baharatlar hakkında da detaylı bilgi alabileceğiniz ve bu eşsiz mutfağı öğrenebileceğiniz müzeye özellikle gastronomi meraklılarının gitmesini öneririz!
İmam Çağdaş
Gaziantep’teki gezinizde gitmeniz gereken çok özel restoranlardan biri kesinlikle tarihi 1887’ye dayanan İmam Çağdaş. Çok samimi bir şekilde söylüyoruz, burada yediğiniz lahmacunu başka biyerde yemeniz mümkün değil! Havuç dilim baklavası da enfes olan restorandan eve götürmek üzere almak isterseniz de paketlettirebiliyorsunuz.
Tahmis Kahvesi
1635 yılından beri faaliyet gösteren bu tarihi kahve, yabani fıstık türünden üretilen melengiç kahvesini kavrulmuş leblebi eşliğinde bakır fincanınızda içebileceğiniz şahane bir yer. Leziz bir yemeğin ardından, veya yorucu bir günün sonrasında uğramak için ideal. İnanılmaz bir dekora ve atmosfere sahip olan mekan şehirdeki deneyimlenmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Sahan Restaurant
Şira Han da bulunan bu lokanta Gaziantep’in olmazsa olmazlarından.
Cevapla