Tercih edilebilecek binlerce adasıyla, Yunanistan’ın tarihle dolu cennet gibi manzaralar eşliğinde hiçbir şey yapmadan yaşamak için en iyi yerlerden biri olduğuna hiç kuşku yok. Baharın yüzünü gösterdiği bu günlerde, gardırobunun köşesinde toz tutmuş terliklerini çıkar ve mükemmel Yunan adaları tatili kaçamağını planlamaya erkenden başla.
Her Yunan adasının kendine özgü bir sırrı var. Bu yüzden ister nefes kesici manzaralar, deniz maceraları veya zamanda geriye doğru bir yolculuk peşinde ol, en sevdiğimiz adalardan bazılarını bulacağın listemiz, içindeki Yunan tanrı veya tanrıçasını tatmin edecek o mükemmel yeri bulmana yardım edecek.
Santorini
Ege Denizi’nde yer alan volkanik ada, kendini yeryüzünden tamamen farklı bir yerde hissettirecek bir güzelliğine sahip. Lacivert denizi, muhteşem gün batımı ile gözlerinizi kamaştıracak. Tarihin en büyük volkanik patlamasına sahne olan adanın 73 km’lik alanı deniz altında bulunuyor. Plajları, uçurumları, dar sokakları, yel değirmenleri ile yeryüzü cennetlerinden biri olarak kabul edilen ada, aynı zamanda şarap ve gastronomi bakımından da çok zengin.
Girit
Yunanistan’ın en büyük adası Girit’in tarihi Avrupa’nın en eski uygarlığı olarak kabul edilen Minos’a kadar uzanır. Doğu Roma, Abbasi, Venedik ve Osmanlı kültürlerine de ev sahipliği yapan Girit, tarihi ve doğal güzellikleri ile gerçek bir mücevher gibidir. Muhteşem kumsalları, her daim güneşli iklimi, sıcakkanlı insanları; zeytinyağı, yabani ot, şarap, peynir gibi ürünlere dayalı sağlıklı ve zengin bir mutfak kültürü ile sizi sarıp sarmalar. Bozulmadan dokusunu koruyan köyleri ise adanın gizli zenginlikleri arasındadır ve mutlaka ziyaret edilmelidir.
Mikanos
Turkuaz plajlarına, çiçeklerle süslü sokaklarına, beyaz badanalı evlerin güzelliğinin üzerine arkeolojik ihtişamı, şık barları, restoranları, partileri ve dillere destan gece hayatını ekleyin. Saydıklarımız Yunanistan’ın mutluluk adası olarak bilinen Mikanos’un sadece birkaç özelliği… Bu eğlenceli ve büyülü güzellikteki adada kalabalıktan uzaklaşıp doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyenler içinde çok sayıda alternatif var. Merkezden köylere doğru ilerlediğinizde özellikle yel değirmenlerinin görüntülerine hayran kalacaksınız. Mikanos sayısız güzellikleri ile muhteşem bir tatil vaat ediyor.
Rodos
Ziyaretçileri için gezecek çok yer, görecek çok şeyin olduğu, 2400 yıllık tarih ve kültür birikimine sahip, doğal güzellikler ve manzara çeşitliliği ile Rodos Yunan Adaları içinde farklı yere sahiptir. İlk adanın kozmopolit atmosferi karşılar insanı. Arnavut kaldırımlı sokakları Bizans İmparatorluğu’nun en şatafatlı günlerine kadar götürür. Tapınak şövalyelerinin inşa ettiği kalesi ise Rodos’un tarihi mirasının ne kadar iyi korunduğunun örneğidir. Ormanlık vadileri, kristal berraklıkta plajları ise Rodos’un güzelliğine güzellik katıyor.
Simi
Limanına yaklaşırken önünüze serilen doğal güzellik ve adanın geleneksel evlerinin oluşturduğu manzara şaşırtacak kadar güzeldir. Adını aldığı deniz tanrısı Poseidon’un karısı Nymph Syme’de dahil bir çok tanrıçanın doğum yeri olan Simi’nin Yunan mitolojisinde önemli yeri vardır. Sünger ticareti ve gemi tersaneleri ile geçmişte Yunan Adaları’nın en zengini olan ada, bugünlerde gerçek bir turizm cenneti olarak kabul ediliyor. Kekiklerle kaplı tepeleri, 19. yy neo-klasik İtalyan mimarisinin en güzel örnekleri renkli evleri ise Simi’ye ayrı bir güzellik ve özellik katıyor.
Sakız
Zengin tarihi Neolotik çağda başlayan, korsanlardan Osmanlılara kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan Sakız, aynı zamanda antik çağlardan günümüze kadar eserleri hiç eskimeyen, en efsanevi şairlerden Homeros’un da doğduğu yerdir. Adanın günümüze kadar ulaşan tarihi mirasının süslediği dar sokakları, sakız ağaçlarının güzellik kattığı doğası ve küçük köyleri ile çok etkileyicidir. Plaj bakımından çok zengin adada, siyah çakıl taşları ile kaplı Mavra Volia Plajı ise mutlaka görülmelidir.
Paros
Başkent Parikia’nın kıvrımlı yollarında, saçlarında rüzgârı hissederek adrenalin dolu bir scooter yolculuğu yapmak Paros’u görmek için kesinlikle en iyi yol. Şehirde gezerken, Paris’teki Louvre müzesinde sergilenen Venus de Milo heykelinde de kullanılan buranın karakteristik parlak ve yarı saydam mermeri mutlaka gözüne çarpacaktır.Mermer heykelleri görmeye devam etmek istiyorsan, 4. yüzyıldan kalma Panagia Ekatontapiliani, yani 100 Kapılı Kilise’yi gezebilirsin. Adanın güney bölümündeki plajlarda ise ünlü Kiklad rüzgârlarına meydan okuyan uçurtma sörfçüleri hüküm sürüyor.
Lefkada
Bu ada cennetine karayoluyla ulaşabileceğini duysan inanır mıydın? Küçük bir köprü, Yunanistan’ın anakarasını İyonya Denizi’nin turkuaz koylarını bulacağın Lefkada’ya bağlıyor. Adanın en güzel manzarası olan beyaz falezler ise Egremni plajında seni bekliyor.Bahçelerini süpüren yerlilerin ve zeytinliklerin büyüsü eşliğinde zamanda bir gezinti yapmak istiyorsan, adanın içlerine yönelerek çeşitli tarihi yerleşim birimlerinden oluşan antik Sfakiotes beldesine uğramalısın. İnsanlar buradaki tembellikle geçen günlerine sıcak güneşin altında serin kalabilmek amacıyla soğuk kahveyle başlayıp, buz gibi uzoyla nokta koyuyorlar.
Sisam
Yunan mitolojisine göre Zeus’un eşi Hera’nın doğum yeri olan Sisam Adası’nı Doğu Ege Denizi’nde bulabilirsin. Tanrıçayı onurlandırmak için Dünya Mirası Alanı Heraion’da 6. yüzyılda adına inşa edilmiş üç tapınaktan günümüze sadece bir sütun ulaşabildi.Adayı kaplayan bakir bitki örtüsünü keşfetmek istersen Kerkis ve Ambelos Dağları’nın zirvelerinden daha iyi bir yer bulamazsın. Sabırlı kuş gözlemcileri de yöreye özgü yırtıcı kuşları, balıkçılları, pelikanları ve hatta pembe flamingoları görmek için açık alanları keşfedebilir.
Sisam, kökleri tarihle yoğrulmuş bir yer. Burada, özellikle de başkent Vathy’de ağustosun başlarındaki şarap festivalinde, insanların susuzluklarını gidermek için bir numaralı tercihleri Sisam’ın tatlı misket şarabı oluyor. Misket üzümü, söylenene göre Antik Yunanların da kullandığı tarihi bir üzüm türü ve daha sonraları ticaret sayesinde Fransa’ya kadar ulaşabilmiş.
Kilimli
Plajda yan gelip yatmak artık yeteri kadar tat vermediğinde, Kilimli spora ilgi duyan ada gezginlerine sayısız aktivite sunuyor. Kilimli, Türkiye’ye çok yakın bir konumda bulunuyor ve doğal sünger avcılığıyla tanınıyor. Platon ve Homeros’un eserlerinde de yer bulan bu tarihi dalış yönteminde, dalgıçlar sünger pazarlarında ve fabrikalarda satılan ender “Kilimli altınını” bulma umutlarıyla deniz tabanını araştırıyor.
Suyun çok yükseklerindeyse, kayalıklı arazi binlerce güvenli tırmanış yolu sayesinde burayı uçsuz bucaksız bir tırmanış cennetine dönüştürüyor. Sarkıtlarla kaplı 50 metrelik bir kalker duvarında asılı kalabilecek kadar yetenekliysen, denize bakan geniş bir mağara olan Grande Grotta etkileyici bir günbatımı manzarası sunuyor.
Korfu
Korfu’nun tarihi semti, mavi kubbeli ve tebeşir beyazı klasik Yunan mimarisine hiç benzemiyor, bunun yerine bir zamanlar burada hüküm süren Fransa, Venedik ve İngiltere kuvvetlerinin mimarisini yansıtıyor. UNESCO Dünya Mirası Alanı’nı Rönesans ve Barok tarzındaki binalar oluşturuyor ve özellikle de kemerli yolların ve rotundaların gölgesi altında gezebileceğin Spianada Meydanı’yla göz kamaştırıyor.
Tepelerin yüksek noktalarına tünemiş kasabalar sayısız tarihi hatırayı gizliyor ve bunlardan biri de çevresine saçılmış yirmi kadar kilise bulunan antik Ano Korakiana kasabasıdır. 220 kilometrelik uzun Korfu Yolu, el değmemiş doğayı ve yıkık dökük kasabaları manzaralı patikalar ve taş döşeli yollarla birbirine bağlayarak bu kasabaları terk edilmekten koruyor.
Cevapla